27 Ocak 2009 Salı

the past will catch you unless you run faster


bazen olduğum yerde duruvermeyi istiyorum. yolda yürürken, film izlerken, uyurken. uyuyayım ve bir süre uyanmayayım istiyorum. huzurlu olduğum noktada durayım, bir milim ilerlemeyeyim. ve hatta huzursuz olsam bile, ben durayım, hayat dursun. ama elimde olmayan bir şekilde çok hızlı ilerliyor her şey. neyin nasıl geliştiğini takip edemez hale gelmişken, bir bakıyorum bambaşka bir hayatta, bambaşka bir noktadayım. sürekli ilerlemek iyi bir şey olsa da, ben bazen durmak istiyorum.

"hep aşılması gereken bir eşik daha oldu önümde..güçlükle kazanılmış bir hayat benimki..bağışlanmış değil"..der ve bir el çırpması ile dağıtıverir yüreğine konan tüm kuşları kadın.

18 Ocak 2009 Pazar

freedom is just another word for nothing left to lose


bir yıl daha geçti, bir yıl daha faili belli meçhul bir cinayetin içinde debelenip durduk. hiç bir şey değişmedi hrant, her şey bildiğin gibi. israil gazze'ye girdi, bu sefer yaşayan insan bırakmamacasına, dünya durdu izledi. bir oyunmuş gibi bu, şakadan bir ateşkes ilan etti, ancak yedi saat sürdü. ergenekon dediler, gerçekle zahiriyi hep birbirine karıştırdık. yalandır dediler, koca koca silahlar çıktı toprak altından, biz sevdiklerimizi verdiğimiz o topraktan silahlar çıkabilmesine şaşırdık. bu ülkenin başbakanının israil'den aldığı silahlarmış meğer. sonra hep birlikte israil'e değil de musevilere öfkeleniverdik. madem devletleri öldürüyordu, onlar da ölsünlerdi. hitler'e bile haklıymış dedik. bizde de birileri bu arada din adına parkta içki içen 'çocuk'ları öldürdü. kim bilir kaç çocuk öldü böyle bilmedik. sonra gencecik çocukları 'zina'yla andılar, hayret bu sefer sesimizi çıkarabildik. 'köpekler girebilir, ermeni'ler giremez' diye pankart açtılar, ben sıra ne zaman çerkeslere gelir diye merak ettim. kürtçe yayın hakkı verdiler diye yer yerinden oynadı, bunun bir 'lütuf' değil 'hak' olduğunu unuttular. çerkesler de yayın hakkı isteyince ülke bölünecek sandılar. en önemli şeyi, insanların özgürlüklerle birbirlerine yaklaştıklarını unuttular.

bir sene daha geçti, biz yine ortak acılar yaşayıp birbirimize sırt çevirdik. bir sene daha geçti, biz yine kendi günahlarımızda boğulduk.

6 Ocak 2009 Salı

just in case...


Bir centaur olan Nessus, Hercules'le evli olan Deianira'yı kaçırmaya çalışırken Hercules tarafından öldürülür. Ölürken Deianira'ya kanının bir kısmını almasını, bu kanı Hercules'ün giysilerine sürdüğü takdirde Hercules'ün onu aldatamayacağını söyler. Bu arada Hercules'ün bir görev için uzaklara gitmesi gerekir. Kuşku içindeki Deianira kanı sürer, kan Hercules'ün acılar içinde ölmesine yol açar. Bunu gören Deianira kendini öldürür...


Tunic of Nessus:
a source of misfortune from which there is no escape; a fatal present; anything that wounds the susceptibilities

1 Ocak 2009 Perşembe

grey sky morning

sabah uyanıp da haberlere şöyle bir bakınca, içim cız etti. o gencecik insanların yerinde gayet tabii ben ve arkadaşlarım, ya da her hangi birimiz olabilirdik.

bu durumdan reyting yaratmaya çalışan sözde haber merkezlerinden, haber altlarına 'hak etmişler' şeklinde yorumlar yazan insanlardan tiksindim bir de. resimlerde hep genç kalacak olan yedi çocuk daha var artık, ailelerinin başları sağolsun.