18 Nisan 2010 Pazar

sinane

annanemle ben başbaşa kaldığımızda sıklıkla yaptırdığı bir şey var: 'hadi şunu arayalım, hadi bilmemne teyzeyi arayalım, hadi bilmemkim halayı arayalım hastaydı merak ediyorum'. 'annane kim o ben bilmiyorum numarasını' deyince zorla aratır buldurur bi de. numara bazen yanlış çıkar, bazen cevap vermez, nadiren açan olursa önce bir kendimi tanıtma faslından geçerim. 'ben gefo m'nin kızıyım, nasılsınız, annanem sizinle konuşmak istiyordu daaa..' yavrum alo derken sesi titrer hep, yorulur konusurken; bazen ağlar üzüldüğünde, kızarım ben de 'insanlara acılarını neden hatırlatıyorsun durup dururken!' diye. bazen de oyuncudur, evde kimse yokken misafirliğe gelmek isteyen birilerine telefonda sesini titretip 'hastayım yatıyorum' diyip yanıma 'oh be kurtulduk' diye gelmişliği vardır :)

televizyonda dekolteli birilerini gördü mü dayanamaz 'şunlara bak döşleri açık geziyolar, günah günah, puu' ya da 'utanmadan ağzından öpüyo, pis ağızdan öpülür mü böğ'. bir gün dayanamadım 'anane dedemi hiç öpmedin mi?' diye sordum. tööbe billah:) 'yok! öyle adet mi olurmuş, pis, öpülür mü ağızdan' dedi. biraz daha sıkıştırdım, ı-ıh. 'beş çocuğu nasıl yaptın o zaman?' diyemedim tabi :)

kısacası, yirim.

fotoğrafını da hiç çektirmez, eliyle yüzünü kapatır, 'niye çekiyosun benim çirkin suratımı?' der =)

6 Nisan 2010 Salı

that's the spirit!


ben aslında hayatımdaki sayfaları kapatamayan bir insanım. yok yok aslında domuz gibiyim, evet domuz. hayatında olduğum herkes beni aladağdan serin sanar, içimde fırtınalar koparken kılım bile kıpırdamaz, domuzluk dediğim bu. umrumda değilmiş gibi geçer giderim insanların üstünden, içimde kalır acısı. zaman geçer, acı da geçer belki ama unutmam, intikam da almam belki ama unutmam. zamanı vardır, gelecektir her şeyin; benim zamanım hep gelmiştir.

Yeni bir ülke bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın.
Bu şehir arkandan gelecektir.
Sen gene aynı sokaklarda dolaşacaksın,
aynı mahallede kocayacaksın;
aynı evlerde kır düşecek saçlarına.
Dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda.
Başka bir şey umma-
Ömrünü nasıl tükettiysen burada,
bu köşecikte,

öyle tükettin demektir bütün yeryüzünde de.

---
illustrasyon: nancy