skip to main |
skip to sidebar
17 nisan'da pasaportunun süresi dolacak olan bir insan olarak '' ıı ben bu pasaport işini türkiye'de mi halletsem, ama yuh 387 lira da çok, boşver almanya'da hallederim daha ucuz hem'' şeklinde uzun süreli gelgitlerden sonra yeşil pasaportumu verip artık bordo olan umumi pasaportlardan edinmeye karar verdim. önemli nokta şu: artık pasaport hizmetleri randevusuz verilmiyormuş. http://epasaport.gov.tr/ adresinden bana en yakın olan karlsruhe başkonsolosluğu'ndan randevu alayım dedim ama taa haziranda ancak yer var gösteriyordu! neyse, yılmadan saatler boyu deneyince 31 mart'a yer açıldı sistemde. randevular 3 saatliğine reserve ediliyor, eğer mail adresine gelen linkten randevuyu onaylamazsanız randevunuz düşüyor. benim şanslı olduğum nokta da bu oldu. sözlükte yazanlardan sonra gözüm korkmuştu açıkçası, sabahın köründe gidip saatlerce bekler miyim diye ama artık randevusuz kimse pasaport başvurusu yapamadığından randevu saatimden bir saat önce orada olsam yeter diye düşündüm. amaa tabi heidelberg'ten karlsruhe'ye gidecek olan bu kulunuz demir yolları işçilerinin o gün grevde olduğundan haberdar değildi. karlsruhe'ye zamanında ulaştım ama google map'ten baktığım tramvay nedense görünmüyordu duraklarda. sağa gidiyorum, sola gidiyorum, information desk çok kalabalık geç kalıcam diye tırsıyorum... böyle böyle bi 15 dakika daha geçmişti iki 2 türk kız gördüm, hemen yanlarına yanaşıp başkonsolosluğu sordum, meğer onlar da oraya gidiyorlarmış. neyse böylelikle benim bildiğimi sandığımdan farklı bir tramvaya (2) binip marktplatzda inip tekrar 5 numaralı tramvaya binerek ulaştık konsolosluğa. bu sırada benim randevuma 5 dakika kalmıştı, nasıl korkuyorum sıram geçecek diye. yeşil pasaportun nimeti olarak üstüm ve çantam aranmadan - ki bence yanlış- konsolosluğa girdiğimde her kafadan bir ses çıkıyordu. kimileri sıra alcan sen diyor 'ha şimdi sıçtık' diyorum, sora sora öğrendim ki sıra almaya gerek yok, pasaport işlemleri odasının önünde duran görevliye gidip adınızı ve randevu saatinizi söyleyince sizi içeri alıyorlar. ancak konsoloslukta olan otomatta çekilmiş fotoğraf dışında biyometrik fotoğraf kabul etmeme huyları var sanırım, fotoğraf çektirmemi söyleyip sıraya yolladılar beni tekrar. tavsiye edilen fotoğraf ebadı 50 mm x 60 mm, 35x45 formatı değil. neyse, bir türk klasiği olarak fotoğraf çeken otomatlar tabii ki arızalıydı ve tabii ki deli gibi sıra vardı. insanlar birbirlerine ve görevliye bağırıyorlar, görevli 'biz sizin için çalışıyoruz' diyor vs vs. önümdeki mal yüzünden biraz sinir harbi olarak geçse de bu kısım, yaklaşık yarım saatte fotoğrafı edinmeyi başardım. ilginçtir, randevular yarım saatlik aralıklarla verilse de ''11:30-12:00-13:00 randevuları kalmasıın'' diyerek herkesi birden içeri çağırdı memur. evraklar tamam (eski pasaport - tc kimlik nosu olan nüfus cüzdanı - 2 adet biyometrik foto) ama içeri girip de ilk bankodaki görevliye soru sormaya yeltenince ' sıraya geç sen!' şeklinde azarı yedim. halbuki 'şimdi ne yapmalıyım' diye soracaktım sadece. aynı menapozlu teyze kalabalık ailesiyle gelen amcayla gayet kibar, gayet sizli bizli konuştu ama. siz diye hitap edilmek için cüsse sahibi olmak gerekiyor herhalde. neyse çok beklemeden sıram geldi, başka bir görevliyle gayet kibarca sohbet ederek işlemlere başladık. amaa bilgisayar dondu :) bir sonraki bankoya geçerek oradaki erkek görevliyle hallettim işlemleri. bu amca da 'aman da aman hanimiş hanım kız' modundaydı, ciddiye alınmak için ne yapmak gerek bilmiyorum. internet sitesindeki her şeyi okuyup gittiğim için genel olarak kibarlardı ve açıklayıcı cevaplar verdiler sorularıma. ki arada hiç bir bilgisi olmadan gelen insanlara bakınca bir noktada hak verdim kızıyorlarsa da. hala çocuğunun tc kimlik nosu olmayan var, pasaport süresi çoktan dolmuş olup yeni başvuranlar var... adres/ mail/ telefon bilgilerimi verdikten sonra bana verilen makbuzu vezneye götürerek işlemlerimi tamamladım. bana hediyesi ise 10 yıllık pasaport için 144 € oldu. 10 yıl boyunca otomatta çektirdiğim tipsiz fotoğrafın orada duracak olması, ve bir beş sene sonra bile kendime benzeyecek olmamam acı verici ama neyse. konsolosluktaki işlemleri toplamda birbuçuk saatte tamamladıktan sonra '' geldiğim tramvayla geri dönerim ben yaa' deyip 5 numaralı tramvaya atladım ama hangi durakta inmem gerektiği konusunda çok yanılmıştım. tramvay da bakımsız bişey zaten, durak isimleri bile yazmıyor bir yerde. baktım kenar mahallelere doğru yollanıyoruz, inip yolun karşısından hauptbahnhofa giden başka bişeye bineyim dedim. sora sora bulduktan sonra bindiğim tramvayda bilet kontrolüne denk gelmeyeyim mi! boşuna tırsmışım ama heidelberg- karlsruhe gidiş dönüş biletim tramvayda da geçiyormuş. karlsruhe büyük şehir tabi, öğrencilerin hepsinin çipli kimliği vardı, heidelberg'teki gibi kağıt kimlikten resimli kimliğe daha bu dönem geçmiş değiller.
pasaport için konsolosluğa başvurmanın bir dezavantajı var, pasaportu almak için tekrar gitmek gerekiyor. pasaport belki ucuz ama astarı pahalıya geliyor böylece, başka bir şehirden git gel derken o günün hepsi de ölüyor. üstelik, başvururken randevu alınıyor ama teslim için randevu yok, mecburen sıra numarası alıp bekleniyor saatlerce. ki ben gittiğimde 200lü numaralardaydı teslim sırası. gelen maile göre pasaportum türkiye'den yola çıkmış, artık ne zaman alabilirim, orası kıfsmet.
yeşil pasaporta dair bir not: ben 25 yaşı dolduruncaya kadar kullanılabiliniyor sanıyordum, ki bir problem de çıkmamıştı ancak memura göre 25e girince teslim etmek gerekiyormuş çoktan pasaportu. kendisiyle aramda duygusal bir bağ vardı ama napalım, en azından bir 10 sene kafam rahat.
---
fizy açılmış, bahar gelmiş delice