14 Ağustos 2009 Cuma

i don't wanna go where you don't follow


içinden nehir geçen şehirler en güzelleridir derler. hava maviden laciverte dönerken, şehrin ışıkları suya vurduğunda nehir kıyısındaysanız en romantiklerinden de olabiliyor aynı zamanda. prag'ın bana hissettirdiği şey ağır bir hüzündü, bu kadar romantik bir şehirde yalnız olmanın hüznü, mideme oturan bir garip taş. yıllar önce bir gece, başka bir nehir kıyısında, ayışığında nemli çimlere uzanıp aynı şeyi düşünmüştüm. yalnız olmak için fazla romantik bu şehirler, yine de mutlu olmak içinse tam kıvamındalar.

---

blogumun adını da jupiter'in gezileri yapayım bari. ben buralarda yokken prag'a, freiburg'a, titisee'ye, burg eltz'e gittim; bazen saçlarımda yaz meltemleriyle bazen yağmurla dolaştım, bugün labdan dönerken yolumu uzattım biraz nehir kıyısında oturdum, huzurumu buldum da döndüm.

fon müziği olarak bu böyle dinleyip geçmiş yaz günlerine dönebilirsin sen de.

Hiç yorum yok: