17 Kasım 2009 Salı
I see that look in her face she's got that look in her eye
hayatta yapmamaya dikkat ettiğim şeylerden biri insanları yargılamaktır. hayatı yaşamanın yazılı bir kuralı yok diye düşünürüm hep, bizim yanlış diye düşündüğümüz bazı şeyler başkalarına fena halde doğru gelebilir, ya da doğru gelmeyi bırak insan sırf canı istedi diye yanlış yapma hakkına sahip olmalıdır. birini hep doğruyu yaptığı için sevmek çok kolay, önemli olan o şeyin yanlış olabilme ihtimali olsa bile karşıdakini dinleyip onun isteklerine saygı göstermek, kararının arkasında onunla beraber durabilmek. kendi küçük dünyamızda katı kararlarımızla mükemmel olabiliriz, ancak o dünyanın ne zaman altüst olacağı hiç belli olmaz. ki hadi en mükemmel biziz diyelim, bu bize insanlara tepeden bakıp üstüne bir de nutuk çekme hakkını vermez. azıcık kendimizi biliyorsak tabii.
bu akşam birilerinin dedikodusunu yapmadığım, herkesle beraber onlara 'cıkcık'lamadığım, onları yargılamadığım için yargılandım. karşımdaki tutup bi de yargılamanın 'akıl baliğ' olduğuna inandırmaya çalıştı beni. her hangi birini yargılayacak, her hangi biri tarafından yargılanacak insan değilim. insanların seçimlerine, bu bizi seçmiyor olmaları demek olsa bile saygı duymalı. hadi onu bile yapamıyorsak çenemizi kapatıp oturmayı bilmek lazım.
---
bunun üstüne bir de lilly allen'dan 22 dinleyiniz, çok eğlenceli
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder