29 Kasım 2008 Cumartesi

such nostalgia!


mazi üzerimize sinen bir leke olabiliyormuş bazen.

aslında günlerdir kafamda dönen sahip olduğum ilk çantanın fotoğrafıydı. pembe, üzerinde barbi resmi olan bir çocuk çantası işte. ne kadar özlemişim! kuzenimde görüp beğendiğim için teyzemler almıştı. kaç gündür keşke bir fotoğrafı olsaydı diyip için için anneme kızıyordum kimbilir nerelere attı çantayı diye. sonra hafızam çantadan kuzenimin ingiltere'den gelen barbi bebeklerine atlıyordu,(onları sakladığını ama plastiğin 15 sene içinde toxic olduğunu da eklemeden edemiyor şimdiki aklım) oradan çocukluğumuzun geçtiği bahçeye, tulumbaya, salıncağa. ve çeşit çeşit bebeklik kıyafetime. eşyaların hafızaları bizimkinden güçlüymüş meğer.

ne kadar mutlu olmuştum büfede 'sulugöz' ve 'şıpsevdi' bulunca geçen gün. alabildiğimiz kadar alıp büfedeki amcayı güldürmüştük. sonra bugün, sırf çocukken çok severdim diye 'negro' aldım. ne nostalji!

ben henüz tek sayılı yıllarımı özlerken, benden üç yaş küçük olan oda arkadaşım ayrılıktan dert yandı bugün. aşk acısı çeken değil, öğüt veren olmuşum farkında değilim. onun geçmekte olduğu yollardan geçmiş, geleceğini bile görebilirmişim.

ama ah işte, arada kutudan çıkan bir çift küpe, bir de o kalem olmasa.

---
bir müzem olsa, çocukluğumu derler toparlardım ben de. gidenin arkasında bıraktığı boşluğun büyüklüğünü yıllar sonra farkettiğime yanmadan, gözlerinin mavinin hangi tonu olduğunu hatırlardım belki.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Ah ah, beni de çocukluğuma götürdünüz efendim, sırf beslenme çantası merakı yüzünden okula başlayışıma, dedemin Ankara'dan getirdiği takla atan siyah arabama ve transformerıma gittim birden.

Hayali de olsa birilerinin hatıralarına bakıp kendi geçmişimi hatırlamak için Çukurcuma'da açılacak evi bekliyorum ben, siz de açın bir müze onu da gezelim... :P

drops of jupiter dedi ki...

bu hafta mtv'de seksenler doksanlar haftasonu vardı, sokaktan da bozacı geçti 'bozaaaa' diye bağırarak. bu bir işaret olmalı!

eski çizgifilmler de en güzelleriydi zaten.