son zamanlarda güzel giden havalar yağmura dönüp bu haftasonundaki piknik planlarımızı iptal ettirince evde toplanmaya karar verdik. süpper yemek yapan bir ustanın çırağı olarak iftaharla söylemeliyim ki 'neredeyse mükemmel' yemekler yapmışız. 'neredeyse' çünkü:çıtayı yüksek tutmak gerekiyormuş, rehavete kapılmamalıymışız. insanlar evden ayrılırken ceplerine kurabiye doldurup gittikleri için on numarayı kaptık sayıyorum :) geceyi tabu'da bağırmaktan kısılmış sesimle, yere dökülen birayı temizlemeye uğraşmak ve kalan bulaşıkları yıkamakla geçiştirdik sanırken, yatağımı yapmak için kanepeyi açınca ne göreyim: birisi müstakbel yatağım olan kanepeye şarap dökmüş! lekeyi temizler gibi yapıp sabahın dördünde anca yattığımda kafamda tabu kelimeleri, insanların çingenliği, bağrışlar çağrışlar uçuşuyordu.
gecenin sonubirisi kanepeye şarap dökmüş!
ama tabii ki bunla bitmedi! sabah kahvaltı yaparken bilimum içki lekeleriyle dolu örtüleri yıkayalım diyip çamaşır makinesini ocak ve fırın çalışırken çalıştırınca sigortalar attı! sigorta şaltersiz eski tip sigortalardan olduğu ve tel sarıp çalıştırmayı bi yerimiz yemediği için mutfak ve banyomuz karanlık. special thanks to pazar günü heer tarafın kapalı olduğu almanya. buzdolabındaki her şeyi labın dolabına taşıdık, bu arada bir pazar günü hoca labda olduğu ve bizi görmüş bulunduğu için çalışmak durumunda kaldık. iş bu entariyi kombisi çalışmayan, banyo yapılamayan, yemek pişirilemeyen, buzdolabı boş evimden yazıyorum. allahtan biraz kurabiyemiz kalmış.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder