woody allen'in vicky, christina, barcelona'sındaki gibi alengirli işler dönmese de içinde, enstitümüzün bir karanlık odası var. kendisi fotoğraf değil western blotların fimlerini tab etmek için kullanılıyor ancak çalışma mantığı aynı. uzay filmlerindeki çakma ışınlanmalar gibi dönen bir kapıyla giriliyor içeri, içiçe geçmiş iki silindirin açık olan kısmına adım atınca, içteki silindir dönüyor ve hoop insan kendini birden karanlık odanın içinde buluyor. gün ışığından kırmızı ışıklarla zar zor aydınlanan karanlık odaya girince insan geçiçi bir körlük yaşıyor, kimyasal kokusu burnunuza çarpıyor birden. ben genelde gözlerimin çipil çipil olması geçinceye kadar bekledikten sonra filmi film kasetinin içine koyup beklemeye başlıyorum. (biyolojik sinyalin filme geçmesi için belirli bir süre gerekiyor) filmi tab etmek için özel bir makine mevcut odada, sağolsun bu sayede oda cehennem sıcağına dönüyor, iş bu makine bir filmi 2 dakika 40 saniyede tab ediyor. 2 dakika 40 saniye o kadar uzun bir süre ki! bir yandan bir haftadır yaptığım şeyin sonucu ne olacak stresi, bir yandan karanlık, sıcak ve koku; bu süreyi saçma şeyler yaparak geçirmeme sebep oluyor. mesela 50 kere sağ bacağımı 50 kere sol bacağımı kaldırıp indirmek, dans için ısınma hareketlerini tekrarlamak, ve hatta kendi kendime şarkı söyleyip oynamak! geçen gün kendi kendime harmandalı oynamaya kalktım, tamamen anlamsız. bazen düşünüyorum biri gelse beni öyle görse, karanlıktan yararlanıp sıvışabilir miyim yoksa anında enstitüye mi yayılır ünüm?
bu karanlık odanın bir fotosunu koymak isterdim ancak malumunuz oda karanlık.
28 Nisan 2009 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder