ilk yaz akşamlarının kendine has bir kokusu var. mersin'de sahilde yürüyüşten dönerken ya da heidelberg'te labdan çıkmış eve giderken aynı koku bana yaşadığımı hissettiren: yasemin/ iğde/ akşamsefası reyhası. belki de bu yüzden küçük şehirlerde yaşamayı seviyorum; hava güzelse yürüyebildiğim, çimlere yayılabildiğim, biraz 'su' görebildiğim, çiçek kokusunu içime çekip 'şanslıyım' diyebildiğim şehirleri seviyorum. haftasonu toplanıp mangal yapmayı, sokaklara yayılmış kafelerde çene çalmayı... ama illa da yasemin kokusunu.
---
döndürüp dolaştırıp 'yalnızlardanım/ güneşim/ la chanson des vieux amants ' dinleyip duruyorum. sıra
oh, mon amour
mon doux mon tendre mon merveilleux amour
de l'aube claire jusqu'à la fin du jour
je t'aime encore, tu sais, je t'aime 'ye geldiğinde çok ağlıyorum.
oh, mon amour
mon doux mon tendre mon merveilleux amour
de l'aube claire jusqu'à la fin du jour
je t'aime encore, tu sais, je t'aime 'ye geldiğinde çok ağlıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder