17 Ocak 2010 Pazar

hey lyla!


kadınların bende kontenjanı var. aşk acısı çeken, hüzünlenen, iki kadeh atıp keyiflenen, sarhoş olup oradan oraya zıplayan, sevdiği yanında olunca gözleri parlayan kadınlar.
erkekler öyle değil mesela. hadi gönlüm acı çeken hiç bir insana dayanamaz ama, erkekler potansiyel 'domuz' kategorisinde benim için. pişmanlık içerisinde acı mı çekiyor? çeksin domuz!
halbuki kadınlar, hem birbirlerinin gözünü oyarlar, hem de hiç beklemediğin anda derdine ortak olurlar. kadın olduğumdan belki, ortak bir dilimiz var işte. erkeklerin de vardır, ben bilmem.
bildiğim şudur; gözünde ışıltı olan kadını alır, kalbimin bir köşesine koyarım.
gerçi gözünde ışıltı olan herkes kalbin bir köşesine koyulmaya değer ya...
yine de, kadınlar bende torpilli!


4 yorum:

cyber dedi ki...

Benim bu konu hakkında defaatle tekrar ettiğim bir ibare var ama olumsuz geri dönüşlerden dolayı dile getirmiyorum artık pek.

Erkeklerin de var ortak bir dili, aşk acısı çeken varsa mutlaka yanında da "... rahvan gitsin" modunda birileri vardır.

Lakin, öyle ışıltı mı mışıltı görmeyiz biz, hatta var mı diye bakmaya bile imtina ederiz. Homofobiden olabilir, bilmiyorum... :)

Unknown dedi ki...

bense kadınların yüzde doksanının bencil, kıskanç, kibirli, içten pazarlıklı, uyduruk, kopyacı güvenilmez ve dayanılmaz olduğunu düşünüyorum.

erkeklerin ise olduğu gibidir, kendi halindedir ve güvenilirdir bence!

drops of jupiter dedi ki...

içten pazarlıklı kadını hayatından defedersin gider, içten pazarlıklı olsa da kadınların kendini belli ettiğini düşünüyorum, ya da içten pazarlıklı olanı tanıyacak kadar anlayabiliyorum kadınları.
bir erkek kendi halinde olabilir ama sıkı sıkı sınırları çizilmemiş bir dostluk yoksa arada bence güvenilmezler. benim mesela hemen hemen hiç yakın erkek arkadaşım kalmadı, hepsi sonradan ben sana aşığım diye geliyor, öhöm:P bir de erkekler sevgili bulduklarında anında satarlar arkadaşlarını.
bilmiyorum ezilen, kırılan daha çok kadınlar olduğu için bu ülkede, erkeklerle meselem var.

homofobiklere acıyorum doğrusu, bu kadar mı korku içinde yaşanır:) vardır erkeklerin acı çekeni de, acımıyorum:D

cyber dedi ki...

A-aa olmadı Özge hanım, homofobi korku değildir, sadece mesafe koymaktır, "Aman haa!" durumudur. Korku morku yok, sadece şapur şupur birbirimizi öpmeyiz, "ayy çok yakışıklı olmuşsun..." yalanları savurmayız birbirimize. Haa, bu durum dostluğa mesafe koyar mı? Bilemiyorum. En azından genlerimiz şirret olmamıza izin vermiyor, ya sıkı dostsundur ya da değilsindir, arkandan iş çevirir mi diye kollamaya gerek yok. :))